Topic-icon Doktorlar paragöz mü? Hadi bakalım...

13 years 2 months ago - 13 years 2 months ago #1 by elifson
17 sene + 10 dakika
çok güzel ifade etmişsin ... teşekkürler..

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
13 years 2 months ago #2 by hejar

eguerre wrote: Ben Tip Fakultesine ilk basladigim gun Capa'da Dekan acilis konusmasini yaptiginda hic unutmuyorum bize sunu soyledi: Eger paraniz yoksa, fakir bir aileden geliyorsaniz hemen bugun ayrilin Tip Fakultesinden.Baska meslek secin. Hekimlik aristokrat ailelerin meslegidir. Eger bu ise para kazanmak icin basladiysaniz hayatinizin merkezinde hep para olacaktir mesleginiz degil. Tuccar olacaksiniz doktor degil. Dekanin ne demek istedigini anliyorum ama o gunden sonra cebinde parasi olup da halen hastalari sadece para olarak goren doktorlar da gordum. Tum gece ev kirasini nasil odeyecegini dusundugu halde gelen ozel hastasindan para almaya utanan doktorlar da gordum. Her meslekte oldugu gibi bizim meslekte de karaktersiz, ahlaksiz insanlar var. Bunu butun hekimlere maletmek, saglik bakanimiz dedigi gibi doktorun elini hastanin cebinden cekecegiz demek bence ahlaksizliklarin en buyugudur. Ben asistanlik yaparken servisteki hastabakicinin maasi 1300 TL idi ( isci statusunde oldugu icin ) servis sefi profesorun maasi 600 TL idi. Biliyorum cunku bordrosunu ben veriyordum. O siralar 600 TL ortalama bir ev kirasi parasiydi. Simdi bu profesoru muayenehanesinde daha cok vakit geciriyor diye yargilayacak miyiz?
Doktor sabahin 5 inde hastaneye geliyor. Senin dunyadaki en sevdigin varligin olan bebegini alip uyutuyor. Uyanana kadar 3.5 atiyor, cerrah bebegin gogus kafesini acip kalbini kesip kapaklarini yeniliyor ve bu stresi hergun yasiyor ve 600 TL maas aliyor.
Benim annem babam bile doktora gidip geldiklerinde diyorlar ki: Aman kizim 2 tak tak 1 tik tik 10 dk da dunyanin parasini aldi. Ben de hep ayni cevabi veriyorum. 10 dk degil annecim 15 sene + 10 dk.
Hekimlik bir meslek degil yasam tarzidir. Hayatinizin her detayini etkiler. Insan hayatiyla 24 saat ilgilenen bir hekim ekonomik sikinti cekmemeli. Hayati rahat olmali, faturalarini dusunmemeli ki aratirma yapabilsin,kitap yazabilsin, hastasina bakabilsin. Bu yuzden de dunyanin her ulkesinde en cok para kazanan mesleklerden biridir hekimlik. Kazaniriz cunku kazanmak zorundayiz cunku her kurusunu hakediyoruz. 35 yasina geldim halen kafam onde sabahtan aksama kadar okuyorum. Lise arkadaslarim genel mudur oldular.
Curumus saglik sisteminin butun sucunu doktorlara yiktilar. Su anda da butun acisini doktorlardan cikariyorlar. Ama artik doktor yorgun, doktor bezmis, doktor mutsuz, doktor kusmus. Ve bu doktor size, cocugunuza, annenize, babaniza hizmet verecek. El insaf!

İçimi dökmüşsün Elif.Teşekkürler

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
13 years 2 months ago - 13 years 2 months ago #3 by eguerre
Ben Tip Fakultesine ilk basladigim gun Capa'da Dekan acilis konusmasini yaptiginda hic unutmuyorum bize sunu soyledi: Eger paraniz yoksa, fakir bir aileden geliyorsaniz hemen bugun ayrilin Tip Fakultesinden.Baska meslek secin. Hekimlik aristokrat ailelerin meslegidir. Eger bu ise para kazanmak icin basladiysaniz hayatinizin merkezinde hep para olacaktir mesleginiz degil. Tuccar olacaksiniz doktor degil. Dekanin ne demek istedigini anliyorum ama o gunden sonra cebinde parasi olup da halen hastalari sadece para olarak goren doktorlar da gordum. Tum gece ev kirasini nasil odeyecegini dusundugu halde gelen ozel hastasindan para almaya utanan doktorlar da gordum. Her meslekte oldugu gibi bizim meslekte de karaktersiz, ahlaksiz insanlar var. Bunu butun hekimlere maletmek, saglik bakanimiz dedigi gibi doktorun elini hastanin cebinden cekecegiz demek bence ahlaksizliklarin en buyugudur. Ben asistanlik yaparken servisteki hastabakicinin maasi 1300 TL idi ( isci statusunde oldugu icin ) servis sefi profesorun maasi 600 TL idi. Biliyorum cunku bordrosunu ben veriyordum. O siralar 600 TL ortalama bir ev kirasi parasiydi. Simdi bu profesoru muayenehanesinde daha cok vakit geciriyor diye yargilayacak miyiz?
Doktor sabahin 5 inde hastaneye geliyor. Senin dunyadaki en sevdigin varligin olan bebegini alip uyutuyor. Uyanana kadar 3.5 atiyor, cerrah bebegin gogus kafesini acip kalbini kesip kapaklarini yeniliyor ve bu stresi hergun yasiyor ve 600 TL maas aliyor.
Benim annem babam bile doktora gidip geldiklerinde diyorlar ki: Aman kizim 2 tak tak 1 tik tik 10 dk da dunyanin parasini aldi. Ben de hep ayni cevabi veriyorum. 10 dk degil annecim 15 sene + 10 dk.
Hekimlik bir meslek degil yasam tarzidir. Hayatinizin her detayini etkiler. Insan hayatiyla 24 saat ilgilenen bir hekim ekonomik sikinti cekmemeli. Hayati rahat olmali, faturalarini dusunmemeli ki aratirma yapabilsin,kitap yazabilsin, hastasina bakabilsin. Bu yuzden de dunyanin her ulkesinde en cok para kazanan mesleklerden biridir hekimlik. Kazaniriz cunku kazanmak zorundayiz cunku her kurusunu hakediyoruz. 35 yasina geldim halen kafam onde sabahtan aksama kadar okuyorum. Lise arkadaslarim genel mudur oldular.
Curumus saglik sisteminin butun sucunu doktorlara yiktilar. Su anda da butun acisini doktorlardan cikariyorlar. Ama artik doktor yorgun, doktor bezmis, doktor mutsuz, doktor kusmus. Ve bu doktor size, cocugunuza, annenize, babaniza hizmet verecek. El insaf!
The following user(s) said Thank You: Hell_Spawn, elifson, onur

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
13 years 2 months ago - 13 years 2 months ago #4 by umc

Pazar günü CADDE için yazdığım ‘Doktorlar paragöz mü?’ başlıklı yazıya gelen çok sayıda mailin arasında sadece teşekkür değil, “Sıkıysa bunu da yaz” minvalinde mesajlar da vardı. Üsluptaki öfkeyi, memleketi genel anlamda esir alan kabalığa bağlıyorum...

Tam gün yasası, doktorlar için pek çok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Ancak Türkiye’de varolan sistem belli ki idealden çok uzak. Pek çok genç doktor, çarpıklıklardan rahatsız.

Madalyonun bir de öteki yüzü var.

Nedir bunlar? Öfkeli okur H.T., kendi mesleğindeki çarpıklıkları şöyle sıralıyor:

* Yıllardır bu ülkede sıradan vatandaş, para vermediği sürece hocalar değil de asistanlar tarafından muayene ve tedavi olmaya mecbur edildi. Parası olmayan, asistanlar için deneme tahtasına döndü.

Bıçak parası çok yaygın

* Görevi zaten hasta bakmak olan öğretim üyeleri özel muayene ücreti almadıkça hastanın suratına bile bakmadı. Özel olarak hasta bakarken de devletin odasını, aletlerini, sekreterini, hemşiresini kullandı.
* Tıp fakültelerinde özel muayene ücreti altında öğretim üyeleri 40 bin TL’ye kadar aylık maaş alabildi.
* Muayenehanesine gitmediği sürece vatandaş kötü muamele gördü.
* Saat 16.00’ya kadar devlet hastanelerinde olması gereken doktorların çoğu, saat 12.00’den sonra muayenehanelerine gitti.
* Bıçak parası denen rüşvet hiç de öyle “Birkaç meslektaşın yaptığı görevi kötüye kullanma” değil, gayet yaygın...

İmtiyazlı yaşadılar

Sadece H.T. değil... Varolan düzenin çarpık olduğunu belirten başka doktorlar da var. Bir başka okurum M.E., “İmtiyazlı yaşayan, doğru-dürüst vergi vermeyen yalancı bir orta sınıfın sonu geldi” derken, AKP’ye de kızdığını belirtmeden edemiyor.

Uzman doktor A.Ç. ise şöyle sıralıyor sıkıntıları:

“Sağlık sisteminde esas yükü periferdeki sağlık ocakları, devlet hastaneleri çeker. Buradaki sorunlar hiçbir zaman hocaların sorunları olmadı!.. 35-40 yaşında hoca olmuş bir meslektaşımızın oturmasını, devlet hastanesinde 60 yaşındaki bir meslektaşımızın ise günde 60 hasta bakmasını anlamıyorum.

Aslında bizler, bir somun ekmeğin dilimleriyiz. Hepimizin tadı aynı. Tıbbımız neyse ekonomimiz de o, tıbbımız neyse basınımız da o... Tıbbımız ne kadar iyiyse adalet, eğitim sistemimiz de o kadar iyi!”

Bu son sözler üzerinde hepimiz durup düşünmeliyiz bence. Yargısından tıbbına, basınından iş dünyasına, ciddi bir reforma ihtiyaç var. Ama öncelikle sorunları dürüstlükle ve hakaret etmeden tartışabilmek, yeni çözüm önerileri sunabilmek gerekiyor.

AKADEMiK KARiYER RANT KAPISI MI?

Sabahın yedisinde, mesaiye gitmeden önce bir doktorun yazdıkları şöyle:

1- Tıp fakültesi sayısı Türkiye’de çok fazla, elle tutulur tıp fakültesi sayısı 10’u geçmez.
2- İyi tıp fakültelerinde bile eğitim, Avrupa ve dünya standartlarından uzak.
3- Akademik kariyer yapacakları seçecek sınav sistemi yok. Tanıdık, eş, dost ve politikacı çocukları seçiliyor.10 hocadan 8’i vasıfsız. Sistem, iyi olan yüzde 20’lik hoca grubuyla ayakta duruyor.
4- Üniversitelerimiz ne yazık ki bilim üretmiyor. Yapılan şey, doktor yetiştirmek ve hasta bakmakla sınırlı. Hocaların bilim ürettikleri iddialarına kanmayın. Yurt dışında satılan, yabancı dile çevrilmiş tek bir Türk kitabı yok! Tıbbımız, Amerikan tıbbının taklidi aşamasında.
5- Hocalarımızın çoğu ve özellikle muayenehane sahipleri, öğrenci ve asistan eğitimiyle çok ilgilenmezler. Kafaları daima muayenehanelerinde olmuştur. Bu ayağın kapatılması eğitime yönelimi artıracak. Muayenehanesi olmaması gereken kesim, hocalar olmalı.
6- Üniversite hastanelerinde paralı muayenenin kaldırılması, her hastanın o hocaya muayene olabilmesinin önünü açar. Hocaların çoğunun odalarında yan gelip yatmasının önüne geçer.
7- Türkiye’de akademik kariyer, mali rant için elde edilmek isteniyor. Bu amaç için devlet kullanılıyor. Hocaların meslek hayatları boyunca yayın yapmaları zorunlu hale getirilmeli. Böyle bir sistemde sadece en meraklılar, en üretkenler hoca olur.
8- Acilen doktor ve uzman doktor eğitimi kalitesinin artırılması gerekiyor.

Mehveş Evin


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı

Please Log in or Create an account to join the conversation.

  • umc
  • umc's Avatar Topic Author
  • Offline
  • eksper üye
  • eksper üye
  • in musica veritas
More
Time to create page: 0.274 seconds